Cinsel ve Dini Obsesyonları Olan Genç Erkek Takıntı Hastasıyla Görüşme Notları*
Cinsel ve Dini Obsesyonları Olan Genç Erkek Takıntı Hastasıyla Görüşme Notları*

Bu yazıda Prof. Dr. Haluk Savaş cinsel ve dini obsesyonları olan genç erkek obsesif kompulsif bozukluk hastasıyla 8 yıl aradan sonra yeniden görüşmektedir. Hastanın tekrar eden sayılarda nesneleri silme, sokakta gördüğü kadınlarla cinsel birliktelik hayali kurma ve arzusu, abdestinin ''olup olmadığı'' düşüncesiyle defalarca ellerini yıkama gibi takıntıları varken ilaçlarla %70 iyileştiğini belirtmiştir. Bu yazıda kullanılan isimler gerçek kimlik bilgilerini saklamak amacıyla tamamen değiştirilmiştir.  



Psikiyatrist: Murat Bey az önce izah ettiğim gibi burada hastalıklarla ilgili toplumun bilgilenebilmesi için hasta görüşmesini sesli kayıtla not ediyoruz. Daha sonrasında onu yazıya dökerek ve isimleri değiştirerek sizi tanınmayacak hale getirerek hastalıkla ilgili bilginin topluma ulaşmasını böylece insanlar için bir tür psikoeğitim sağlamayı düşünüyoruz. İnsanlar hastalıkları tanır ve bu şekilde hekime ulaşır. Birçok kişi de fayda görüyor. Bazen binlerce bazen yüz binlerce okuyucuya ulaşabiliyor. Eğer uygun görürseniz bu görüşmenin sesli notlarını alıp daha sonra yazıya döküp kimlik bilgilerinden ayrıştırarak yayınlamak istiyoruz. Daha sonrasında sizin söylediğiniz gibi ses kaydını tümüyle imha etmek, siz öyle bir kayıt koyduğunuz için öyle yapacağız.

Hasta: Evet.

Psikiyatrist: Sizce uygun mudur?

Hasta: Uygundur anlaştık.

Psikiyatrist: Onay veriyorsunuz öyle mi?

Hasta: Evet veriyorum.

Psikiyatrist: Teşekkür ederim o zaman devam edelim. Geliş şikâyetiniz ‘’Müthiş kaygılarım var. Takıntılarım var.’’ diyorsunuz.

Hasta: Vardı aslında şimdi ben tekrardan antidepresan kullanmaya başladım. Şu son 5 ay içerisinde yeniden sertralin kullanmaya başladım. Biraz da doktor kontrolünün dışına çıkıyorum ben.

Psikiyatrist: Tamam olabilir.

Hasta: Mesela 50 mg’dan 100 mg’a çıkarırken ben 200 mg’a kadar çabuk çıkmaya çalıştım.

Psikiyatrist: Yani obsesif kompulsif bozuklukta daha yüksek dozlara ihtiyaç duyulabilir. Belki deneyimli bir hasta olduğunuz için bunları yaptınız.

Hasta: Bir an önce…

Psikiyatrist: Tedaviden fayda görmek istediniz.

Hasta: Evet hocam bu sebeple dozu yükselttim. Sertralin kullanmaya başlayınca çok ciddi bir terleme başladı. Sonrasında da terlemem geçmediği için bırakmak zorunda kaldım.

Psikiyatrist: İlaçlardan evvel şu belirtiler konusunu konuşabilir miyiz biraz? Yani takıntılar oluyordu ve ‘’özellikle cinsel içerikli’’ dediniz ne gibi şeyler oluyordu?

Hasta: Geçmişteki yani özür dilerim.

Psikiyatrist: Rahat olun lütfen bu konularda yani bunların hepsi sonuçta beynin ürettiği bozuk düşünceler. Bundan dolayı utanma, sıkılma olmasın.

Hasta: Cinsel imajlar mı diyeyim ne diyeyim artık.

Psikiyatrist: Ne gibi? Mesela eşcinsellikle ilgili şeyler oluyor mu?

Hasta: Hayır eşcinsellikle ilgili değil de…

Psikiyatrist: Birileriyle cinsel birliktelik mi hayalinizden geçiyor? Bunlar mı oluyor?

Hasta: Yani cinsel arzular ve istekler…

Psikiyatrist: Tamam yani onların hayalleri gibi şeyler mi geçiyor zihninizden?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Mümkün olan en açık şekliyle ifade edebilirsiniz. Çünkü bunların hepsi bizim için tamamen hastalık belirtisi lütfen rahat olun. Yani bunun karın ağrısından veya baş ağrısından, migren atağından herhangi bir farkı yok bizim için. Ne kadar rahat olursanız o kadar iyi olur. Birileriyle cinsel birliktelik hayali mi düşüyor zihninize nasıl bir şey?

Hasta: Yani hayali düşüyor ve düşünceler.

Psikiyatrist: Anladım. Cinsellikle ilgili hayal veya arzular. Yani falanca kişiyle birlikte olmak, sokakta gördüğünüz bir kadınla birlikte olmak.

Hasta: Evet hocam evet bir de sık ve ısrarcı düşünceler yani diğer insanlardan. 

Psikiyatrist: Anlıyorum ‘’Ortalama insanlara nazaran daha fazla bir cinsel dürtü zihnimi meşgul ediyor.’’ diyorsunuz. Doğru mu anladım?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Peki bir de ‘’Bir şarkı takılıyor gitmiyor.’’ demişsiniz.

Hasta: Onun gibi evet neden rahatsız olursam o takılıyordu ve özellikle istemediğim şeyler takılıyordu.

Psikiyatrist: Dönüp duruyor zihninizde öyle mi?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Peki, ‘’dini vesveseler, şirk vesveseleri’’ demişsiniz nasıl?

Hasta: Doğrudur. Bir şey yapıyorum diyelim o konuda en kötü şeyler aklıma geliyor. Mesela bunu şirk işleyerek yaptığımı düşünüyorum. En kötü ihtimaller aklıma geliyor ve endişeleniyorum.

Psikiyatrist: Mesela ne söyleyerek ne yaparak şirk işlediğinizi düşünüyorsunuz? Şirkten kastınız Allah’a ortak koşmak değil mi?

Hasta: Evet hocam evet. Günah olduğunu inkâr gibi yani…

Psikiyatrist: Yani şöyle bir şeyin günah olduğunu sen kabul etmedin, sen onu günah saymadın gibi mi?

Hasta: Evet hocam evet öyle.

Psikiyatrist: Haram bir şeyi helal sandın gibi mi?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Bir düşünce geliyor aklına ve sonra o düşünceden kendini mi sorumlu tutuyorsun nasıl oluyor?

Hasta: Evet bir düşünce oluyor. Bir şey söylüyorum ama oradan çıkarılmayacak anlamlar aklıma geliyor. O kelimeden çıkarılabilecek en uzak anlam aklıma geliyor. Öyle yani hocam pek anlatamadım ama…

Psikiyatrist: Hımm...

Hasta: Namaz kılarken oluyor mesela.

Psikiyatrist: Nasıl bir düşünce?

Hasta: Yani mesela sövme.

Psikiyatrist: Yani Allah’a sövme gibi mi?

Hasta: Evet hocam bir de daha önce söylediğim çirkin düşünceler geliyor.

Psikiyatrist:  Cinsel düşünceler mi?

Hasta: Evet hocam çok yoğun bir şekilde bunlar geliyor. Bunlardan sakınmak hususunda ben kusurlu olup olmadığım hususunda şüpheye düşüyorum.

Psikiyatrist: Yani ‘’Bu düşünceler geliyor ve bu düşüncelere mani olacak şekilde davranmadığım için mesul durumayım. Sorumlu durumdayım.’’ diye mi düşünüyorsunuz?

Hasta: Evet hocam şaşıyorum bu yüzden. Soruyorum kendime; ‘’Gücüm yeterek mi oldu yetmeyerek mi oldu?’’

Psikiyatrist: Bu düşünceyi ben engellemek için ne yaptım?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist:  Yeterli bir çaba sarf ettim mi etmedim mi?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Günahkâr oldum mu olmadım mı?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist:  Öyle mi?

Hasta: Evet hocam doğrudur aynen böyle hocam.

Psikiyatrist: Bunlar çok tipik obsesyonlar rahat olun lütfen böyle oluyor.  Temizlik konusunda da başka konularda da din, cinsellik bu konularda da takıntılar bu şekilde geliyor. Bunlar tam anlamıyla halkın arasında ‘’vesvese’’ olarak isimlendirilen ve gerçekte hastanın mesuliyet sahibi olmadığı düşünceler. Beynin bir arızasının neticesi.

Hasta: Burada belirtmek istediğim şeyler var. Bu düşünceler benim için travmatik oluyor. Her ne kadar ben bunlardan nefret etsem de bazen bu düşüncelere uyduğum zaman bundan dolayı duyduğum suçluluk, bunun üzerine düşünmem bunlar beni çok etkiliyor.

Psikiyatrist: Nasıl anlayamadım burayı?

Hasta: Her ne kadar nefret etsem de bu aklıma gelen düşüncelerden…

Psikiyatrist: Tamam bu düşünceler bana ait değil ama yine de günahkârlık duygusuna kapılıyorum.

Hasta: Hayır.

Psikiyatrist: Nasıl?

Hasta: Cinsellikle ilgili düşüncelerden yani nefret ettiğim şeyler ama olur da bu kötü düşüncelere uyar ya da bunları düşünürsem bunlar benim için bir travma gibi oluyor.

Psikiyatrist: Yani ‘’Bu düşünceler bana ait değil farkındayım ama bu düşüncelerin yine de zihnime gelmesi beni çok üzüyor.’’ diyorsunuz öyle mi?

Hasta: Evet üzüyor. Ben bu düşünceleri isteyerek düşünmekten bahsediyorum.

Psikiyatrist: Anladım ‘’İsteyerek düşündüğüm de oluyor.’’ bunu mu demek istiyorsunuz?

Hasta: Hıh evet evet. Bu beni çok üzüyordu gerçekten şu an eskiye göre azalmış durumda.

Psikiyatrist: Bunu isteyerek mi düşündünüz, beyninize düştü mü onu ayırt etmek mümkün değil. Yani tekrar söyleyeyim beynin bir çalışma arızası ve bir sorun bu. Neredeyse otomatik devreye giriyor bu düşünceler.

Hasta: Hımm.

Psikiyatrist: Sizin ‘’Bunu ben istedim veya istemedim’’ karmaşasını yaşamanıza gerek bile yok. Bu hastalık anlatabiliyor muyum?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Bunu motordan gelen bir ses gibi düşünün. Şoförün orada özel bir gayreti yok ama bir arıza var. Ses karıştırıyor motorun çalışmasını öyle düşünün. Anlatabiliyor muyum?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Bu sizin tercih ettiğiniz bir şey değil.

Hasta: Evet hocam gerçekten değil.

Psikiyatrist: Hani şoför tedirgin oluyor ‘’Acaba benim yüzümden mi oluyor.’’ veya ‘’Benim yüzümden oldu galiba ben yaptım.’’ gibi fazladan suçluluk hissediyor. Anlatabiliyor muyum?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Peki şimdi devam eden ne tür belirtiler var? Bir miktar ilaç da kullanıyorsunuz doğru mu anladım?

Hasta: Evet hocam evet kullanıyorum.

Psikiyatrist: Ne kullanıyorsunuz? Ne kadar?

Hasta: Hocam 300 mg fluvoxamine.

Psikiyatrist: Halen 300 mg fluvoxamine kullanıyorsunuz öyle mi?

Hasta: Evet hocam. 300 mg’a çıktıktan…

Psikiyatrist:  Ne kadar zamandır böyle?

Hasta: 2 ay kadar sonra oldu. 2 buçuk ay oldu hocam.

Psikiyatrist: 2 buçuk aydır bu dozda öyle mi?

Hasta: Evet hocam bu dozda.

Psikiyatrist: Peki bu doza çıktıktan sonra neler değişti?

Hasta: Açıkçası bu doza çıktıktan sonra pek bir şey değişmedi. Yani sertralin aldığımda da fluvoxmanine aldığımda da bu stresle beraber olan işte kist gibi belli yerlerde tekrar tekrar şişen sivilcelerim oluyordu.

Psikiyatrist:  Hıhı.

Hasta: Mesela onlar gitti galiba kortizondan kaynaklıydı. Hafif bir rahatlama olmuş olabilir %20 gibi belki ama beni en çok rahatlatan ruminasyonlar gitmedi mesela.

Psikiyatrist: Neydi ruminasyonlar? Tekrar eden zihinsel geliştirmeler bu tür şeyler neydi?

Hasta: Bu düşünceler.

Psikiyatrist: Obsesyonlar, vesveseler öyle mi? Ruminasyon derken bunu mu kast ettiniz?

Hasta: Evet hocam bunun üzerine düşünüyorum düşünüyorum. Huzursuz oluyorum. Uzun bir süreyi o şeyleri düşünerek gerçekleştiriyorum. Kastım buydu ruminasyon derken.

Psikiyatrist: Yani obsesyonların sayısı azaldı veya tekrarları azaldı?

Hasta: Fluvoxamineden ben ciddi bir etki gördüğümü düşünmedim ama ketiapine başladım ve ondan ciddi bir etki gördüm. Belki 3 aya kadar etki gösteriyor olabilir ama…

Psikiyatrist: Yani fluvoxamineden ne kadar sonra başladınız? Daha doğrusu ketiapine başlayalı ne kadar oldu?

Hasta: Ketiapine başlayalı 1 ay olmadı.

Psikiyatrist: Anladım ama ondan fayda gördünüz.

Hasta: Evet hocam yarım aydır kullanıyorum.

Psikiyatrist: Bu tedaviyi siz mi düzenlediniz?

Hasta:

Psikiyatrist: Soruyorum rahat olun lütfen.

Hasta: Ketiapini siz vermiştiniz. 200 mg fluvoxamine ve 25 mg ketiapin vermiştiniz.

Psikiyatrist: Ketiapinden sonra neler değişti?

Hasta: O ruminasyonlar çok ciddi anlamda azaldı ve çok rahatladım.

Psikiyatrist: Hıhı.

Hasta: Ama ketiapin gündüz vakti bile az bir miktar uyuklama değil de bir uykululuk hali yapıyor.

Psikiyatrist: Tabii anladığım kadarıyla öğrenen bir hastasınız. Çünkü biz sizinle görüşeli tam 8 sene olmuş. 8 sene de geçmiş hatta o zaman ilk hastalandığınız devirlerde görüşmüşüz. Tedaviye o zaman başlamışız. İlaç olarak fluvoxamineyi ve ketiapini o zaman başlamışız. Anlaşılan bir miktar fayda görmüşsünüz ki tekrar onları kullanma ihtiyacı hissetmişsiniz geçen seneler içerisinde.

Hasta: Evet hocam gördüm.

Psikiyatrist: Tedaviyi hiçbir zaman hastaların kendisinin düzenlemesini arzu etmeyiz ama burada teknik olarak hata yapmamışsınız çok şükür onu söyleyeyim. Burada notları okuyacak olan hastalar da sakın bu yola tevessül etmesinler. Doğru bir şey değil mutlaka hekimleri düzenlesinler ama siz ağır bir hata işlememişsiniz en azından. Başkaları bunu yapmasın çünkü olası yan etkileri konusunda sorun yaşayabilir. Bizim o yıllarda ketiapin ve ziprasidon 2 ilacı karşılaştırdık da sonuçlarını, geriye dönük notlarımıza da baktık. Eklediğimiz ketiapinin hastaların %80’inde obsesif kompulsif bozuklukta katkı sağladığını gösterdik. %40-%50 civarında da ziprasidon eklediğimiz hastalarda da katkı sağladığını gösterdik. Onu yayınladık ve epeyce Dünya’dan atıf aldı o makale. Dolayısıyla bilimsel olarak da bu yaptığınız şey kendine göre bir kanıta dayalı yani.

Hasta: Ben İngilizce’de anlıyorum ve biliyorum. Makalelere bakıyorum ve okuyorum.

Psikiyatrist: Dünya’daki ilk karşılaştırma çalışmasıdır antipsikotikleri ekleme açısından belki halâ yoktur. Ziprasidon ve ketiapin karşılaştırılması yani ‘’haluksavas’’ diye tararsanız o makale çıkacaktır karşınıza. Çok sayıda da atıf alıyor alanındaki ilk çalışma çünkü. Ketiapin mantıklı düşük dozda bile katkı sağlaması iyi bir şey 25 mg çok düşük bir doz.

Hasta: Ben bir de aripiprazolü ve risperidonu denedim.

Psikiyatrist: Kaç mg aripiprazol denediniz ve kaç mg’a kadar çıktınız?

Hasta: Çıkmadım aslında tek doz denedim. Rahatsız etti bıraktım. 10 mg’dı galiba.

Psikiyatrist: 10 mg’sa rahatsız eder.

Hasta: En küçüğü 10 mg galiba.

Psikiyatrist: Hayır en küçüğü 5 mg. Sizin kullandığınız 10 mg’sa o bile rahatsız etmiş olabilir ama iyi bir ilaçtır.

Hasta: Rahatsız etti evet.

Psikiyatrist: Siz bunları hep kendiniz mi yaptınız?

Hasta: Evet kendim yaptım aripiprazolü gerçi doktor ekleme yapmıştı. Ben talep ettim o yazdı.

Psikiyatrist: Peki şimdi kritik bir soru sorayım. Bu en son durumda siz fluvoxamineye başladıktan sonra ketiapin ekledikten sonra 1 ay önce bu takıntıların genel olarak hastalığın şiddeti son tedavi protokolünüzde öyle söyleyeyim. Ne kadar azalmıştır?

Hasta: Yani %30’lara inmiş olabilir.

Psikiyatrist: %70’i gitti yani şu an.

Hasta: Evet bence çok ciddi bir miktarı gitti. Ciddi bir fark var yani.

Psikiyatrist: Yani bu tedaviyi doktora gitmeden düzenleyip hallettiniz bir şekilde öyle mi?

Hasta: Yani evet deneme yanılma diyebilirim. Aripiprazolü denedim ve rahatsız oldum. Risperidon aldım ve rahatsız oldum.

Psikiyatrist: ‘’%70 iyileşme tanımlıyor.’’ diyorum.

Hasta: Ketiapin her ne kadar bir miktar uykululuk hali yapıyor olsa da erkenden alınca iyi. Bir şey daha belirtmem lazım. Ben eskiden beri yani lise çağından beri çok uyurdum ve yorgunluk hissederdim. Şunun farkına vardım mesela antidepresan aldıktan sonra rüya görmeye başladım ya da bunları hatırlamaya başladım. Bilemiyorum.

Psikiyatrist: Antidepresanların böyle bir etkisi var. Rüya gördürüyor veya daha çok hatırlatıyor.

Hasta: Acaba uyku problemiyle bir ilgisi de olabilir mi?

Psikiyatrist: Şimdi uykunuz nasıl?

Hasta: Güzel yani ketiapin aldıktan sonra 25 mg alıyorum ve güzel. Aslında arttırmayı düşündüm. Bilmiyorum faydası artar mı o zaman ketiapinin?

Psikiyatrist: Yani yan etkileri artar faydası da artabilir elbette ama yan etkiler zaten halen olduğu için oradan yürümek yerine belki aripiprazolü daha makul ve düşük dozlarda eklemek daha iyi olabilir. Acele etmeyelim. Oraya en sonda geleceğiz. Şimdi hastalığın %70’i gittikten sonra geriye kalan belirtiler neler? Bu belirtilerin sizi rahatsız eden boyutu nedir?

Hasta: Açıkçası her şey o kadar hızlı gelişti ki sizden randevu almak için uğraşıyordum.

Psikiyatrist: ‘’Ben randevu beklerken iyileşme başladı.’’ diyorsunuz doğru mu anladım?

Hasta: Evet hocam evet. Belki de gelmezdim bile.

Psikiyatrist: Anladım.

Hasta: Ketiapinin bir de şöyle bir yan etkisi var. Kafamda özellikle saçlarımın içerisinde belli yerlerde sivilceler oluyor. Öyle bir yan etkisi var yani ama yine de…

Psikiyatrist: ‘’İyi bir ilaç.’’ diyorsunuz yani öyle mi?

Hasta: Evet hocam yani zararından yararı daha çok.

Psikiyatrist: Peki sizce tüm bu obsesyonlar neden oluyor? Bu sadece sizin zihninizde hastalığın oluşumun kavramıyla alakalı bir soru yoksa gerçek bir tıbbi soru değil yani?

Hasta: Demek ki benim biyolojik bir yatkınlığım var. Halam mesela şizofrendir. Öyle bir yatkınlık var neticede kimyasal bir dengesizlik…

Psikiyatrist: Çok güzel bir bakış açısı. Peki, çocukluk çağında yaşadığınız bir travma var mı?

Hasta: Daha önce bahsettiğim husus var. Babamla aramda olan husus.

Psikiyatrist: Babamla ergenlikte inanç konusunda olan gerilim.

Hasta: Abimle de keza var. Daha doğrusu vardı yine var elbette ama o zaman daha farklıydı.

Psikiyatrist: Babanızla olan gerilim sizin bir şekilde daha dindar olmanız onunsa dine mesafeli olması mıydı? Nasıldı açar mısınız biraz?

Hasta: Babam adına bir üzüntü, bir kaygı, bir şaşkınlık…

Psikiyatrist: Nasıl?

Hasta: Yani ‘’Babam için ne yapabilirim?’’ düşüncesi…

Psikiyatrist: Yani ‘’Babam ölse cehenneme gidecek.’’ böyle bir kaygı mı?

Hasta: Evet aynen evet.

Psikiyatrist: Peki çocukken hiç ihmale uğradınız mı?

Hasta: Yani annem çalışıyordu ihmalden kastınız?

Psikiyatrist: Yani yeterince anne baba sevgisi göremediğini düşünmek.

Hasta: Elbette farklı bir şekilde görmek isterdim.

Psikiyatrist: Nasıl?

Hasta: Bu temizlik takıntılarıyla ilgili olabilir. Mesela evde bir köpek vardı ve çok içli dışlılardı.

Psikiyatrist: Yani evde bir köpek olması temizlik takıntıları mı tetikledi.

Hasta: Yani o benim için anksiyete ve endişe verici bir durumdu benim için.

Psikiyatrist: Anladım gayet anlaşılabilir bir şey. Peki, çocukken hiç dayak yediniz mi? Şiddete uğradınız mı? Kötü muamele gördünüz mü?

Hasta: Hayır.

Psikiyatrist: Çocukken hiç tacize uğradınız mı?

Hasta: Hayır.

Psikiyatrist: Çocukluk çağında aşırı hareketlilik, haylazlık problemi var mıydı?

Hasta: Çok küçükken normal bir çocuğun olduğu kadar hareketliymişim. Ergenlikten sonra hep ağırbaşlı ve içine kapanık halk dilinde de utangaç.

Psikiyatrist: Anladım kişilik özellikleriniz hakkında çevre ne düşünür?

Hasta: Çekingen, içine kapanık ve asosyal.

Psikiyatrist: Siz kendi kişilik özelliklerinizi nasıl tarif edersiniz?

Hasta: Asosyal, içine kapanık, problemli.

Psikiyatrist: Problemli derken neyi kast ediyorsunuz?

Hasta: Okulu bırakmak, insanlarla iletişim kurmamak o manada inatçı da denilebilir.

Psikiyatrist: Son zamanlarda olumlu olumsuz bir yaşam olayı var mı?

Hasta: Evlilik olumlu olarak son 6 aydır.

Psikiyatrist: Yaşadığınız bir kişilerarası çatışma bir sorun var mı?

Hasta: Evet var.

Psikiyatrist: Nedir?

Hasta: Benim okulumu uzaktan okuyamam. Eşim sözleşmeli ve istifa etmek istemiyor ama şartlar bunu gerektirebilir gibi gösteriyor.

Psikiyatrist: Bu da bir çatışmaya gerilime yol açıyor öyle mi?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Bu hastalığın ilk belirtileri…

Hasta: İlk belirtileri ergenlikteydi.

Psikiyatrist: Kaç yılında yani?

Hasta: Lise yıllarının başı 2005 civarı olabilir. Mouse temizlemeyle başladım belli sayılarda silerdim. 1, 2, 3, 5… o şekilde giderdi.

Psikiyatrist: Anladım.

Hasta: Ama tabi ben onun hastalık olduğunu şimdi anlıyorum.

Psikiyatrist: Anladım mouse temizlerken tekrarlayan sayıları kullanırdınız.

Hasta: Evet hocam evet.

Psikiyatrist: Yani temizlik obsesyonlarıyla başladı öyle mi?

Hasta: Evet hocam öyle başlamış işte şimdi farkına varıyorum. O zaman beni sizin yanınıza zorla getirdiler ellerim yıkamaktan beyazlaşmış abdest almaktan, 10-15 dk ‘’Oldu mu olmadı mı?’’ diye uzun sürüyormuş abdest almam.

Psikiyatrist: Peki bana 2011’de geldiniz. 2011’den evvel bir doktora müracaat var mı? Yani o aradaki 5-6 yıllık süreçte var mı bir görüşme?

Hasta: 2007 yılında ben çok düşünüyorum, içine kapanığım diye beni bir muayeneye götürdüler. Ruminasyonlarım oluyor diye götürdüler.

Psikiyatrist: Yani 2007 yılında bir psikiyatriste göründünüz öyle mi?

Hasta: Evet hocam evet.

Psikiyatrist: Ne tanı kondu?

Hasta: ‘’Şizoid tip’’ dedi. Galiba bir antidepresan yazdı o zaman ama ben kullanmadım.

Psikiyatrist: Psikotik demek istemiş herhalde yani obsesyonlar var ama psikotik düzeyde gibi mi?

Hasta: Sınıflandırmalardan bir şey söyledi ve bir antidepresan yazdı. Tam hatırlamıyorum zaten kullanmadım. Çok karşıydım o zaman. Bu durumu bir tür hakaret gibi karşılıyordum o zaman. Doktor yine obsesif kompulsif bozukluktan şüphe etti o zaman.

Psikiyatrist: Başka bir doktora gittiniz mi bana gelinceye kadar?

Hasta: Yok hayır gitmedim.

Psikiyatrist: O zaman yine obsesif belirtileri mi vardı?

Hasta: Evet hocam. Okulu bırakmak istiyordum. Mesela ben çok utangaç bir insanım cinsel obsesyonlar nedeniyle kadınlardan kaçıyordum.

Psikiyatrist: Sonra bir de eller beyazdı abdest almaktan.

Hasta: Evet evet doğru.

Psikiyatrist: Başka neler vardı belirti olarak?

Hasta: Ben gelmek istemiyordum sizin yanınıza da başka doktora da o manada belki bir depresyon olabilir.

Psikiyatrist: Yani bir tedavi motivasyonu taşımıyordunuz?

Hasta: Yok.

Psikiyatrist: Yani bir moral bozukluğu, üzüntü, keder, içe kapanma var mıydı?

Hasta: Vardı vardı.

Psikiyatrist: Depresyon eşlik ediyormuş o zaman.

Hasta: Esasen hep var olan şeylerdi onlar. Düşününce fluvoxaminenin o konuda faydası var.

Psikiyatrist: Biz o zaman fluvoxamine ve ketiapin başlamışız öyle mi?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Fluvoxamine kaç mg?

Hasta: 200 mg.

Psikiyatrist: Bir de ketiapin 25 mg vermişiz öyle mi?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: 2. görüşme imkânımız oldu mu yoksa o tek görüşme miydi?

Hasta: Önce ilacı kullanmayı reddettim. Sonra sizle görüştüm ve kabul ettim. Bunlar tabii birkaç hafta içerisinde olan şeyler.

Psikiyatrist: Sonrasında da poliklinikten takip edildiniz öyle mi?

Hasta: Evet hocam asistanlar takip etti.

Psikiyatrist: Bir iyileşme oldu mu?

Hasta: Yani bir rahatlama olmuş olabilir. Hemen değil ama yavaş yavaş bir rahatlama hissettim.

Psikiyatrist: İlacın bir şekilde etkili olduğunu düşünmeye başladınız öyle mi?

Hasta: Evet hocam tabii o zaman ilk defa ilaç kullanıyorum.

Psikiyatrist: Bu ilaçlara ne kadar devam ettiniz?

Hasta: 5-6 yıl devam ettim ama doktor kontrolünde değil.

Psikiyatrist: Dozlar nasıl oldu?

Hasta: Dozlar fluvoxamine 200 mg’a devam ettim.

Psikiyatrist: Hıhı.

Hasta: Ketiapin 25 mg ama bir ara bıraktım daha sonra fluvoxamineyi bıraktım. Hepsini bıraktım.

Psikiyatrist: Ne zaman hepsini bıraktınız? 5-6 yıl sonra mı?

Hasta: Evet hocam. 1 yıl kadar hiçbir şey içmedim.

Psikiyatrist: Son bir buçuk yıldır son 5-6 ay hariç ilaç kullanmıyorsunuz öyle mi?

Hasta: Evet hocam evet.

Psikiyatrist: Dolayısıyla 1 yıl kadar ilaç kullanmadınız.

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Şunda bir kere tebrik ederim. 2 şey var biri; eleştirilecek konu doktorla temas etmeden ilaca devam etmişsiniz. İyi yani bu hata elbette ama ağır hata değil bu. Ağır hata; doktora sormadan ilacı bırakmaktır. Onu da yapmışsınız 2. olay ama seneler sonra doktora sormadan ilacı bırakmak ağır hata odur. Nitekim 3. hatayı yapmışsınız; doktora sormadan tekrar ilaca başlama. Yani hasta neler yapabilir? Kendi başına ilaç kullanabilir. Kendi başına ilaç dozunu ayarlayabilir. Kendi başına ilacı kesebilir. Kendi başına ilaç başlayabilir. Tüm bunları yapmışsınız. Ders gibi…

Hasta: Hatta ben çok kısa bir süre klomipramine başladım.

Psikiyatrist: OKB’nin tedavisini tıbba uygun bir şekilde epeyce araştırmışsınız o da belli oluyor. Tıbba uygun şekilde tedavi etmeye çalışmışsınız ama şüphesiz bunu bir hekimle yapsanız daha kolay ve daha doğru olurdu. Önemli değil. Şu anda çok şükür hastalık çok çok kötüye gitmeden dağılmadan ama mesela hayatınızda belli kayıplar yaşayarak okulu bırakmak mesela bırakmak zorunda kalmışsınız değil mi?

Hasta: Evet.

Psikiyatrist: Eğitim hayatınız aksamış.

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Görüşmenin gidişatından anlıyorum parlak bir kişisiniz. İyi bir okula yerleşmişsiniz ve buralarda kayba uğramışsınız. Şu an çalışmıyorsunuz değil mi?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Bunlar hastalığın doğru tedavi edilmemesinden dolayı yaşanılan kayıplar diyebiliriz. Ha belki çok iyi tedavilere rağmen de kayıplar yaşıyor olabilirdiniz. Orası ayrı bir husus ama burada bariz kayıplar görüyoruz. Peki, hastalık süresince aralarda bir iyileşme oldu mu?

Hasta: Olmadı ilaçtan dolayı demiyorum tabii.

Psikiyatrist: İlaçla birlikte kast ettiğim şey. İlacı kullanırken tam rahatladığınız bir dönem oldu mu?

Hasta: Tabii tabii tam rahatladığım demeyeyim ama…

Psikiyatrist: İlaçla birlikte önemli oranda öyle mi?

Hasta: Evet evet.

Psikiyatrist: Kaçlara yani yüzde kaçlara kadar?

Hasta: Yani %80’e kadar azalmış olabilir. Belki de %90 bilemedim ama %80 diyorum.

Psikiyatrist: İntihar düşüncesi hiç oldu mu?

Hasta: Yani irademle olmadı.

Psikiyatrist: Peki hiçbir plan oldu mu?

Hasta: Hayır hayır.

Psikiyatrist: Ailenizde başka psikiyatrik rahatsızlığı olan var mı?

Hasta: Evet halam şizofreni.

Psikiyatrist: Anne babada psikiyatrik olmayan rahatsızlıklar söylediniz. Babanın ne rahatsızlığı var mesela?

Hasta: Babamda kilo var, sigara var, bağırsaktan ağır ameliyatlar geçirdi bir de yeni şeker başladı. Annemde kolesterol var. Anne tarafımda şeker çok yaygın ama annemde yok. Annemde bir de eklem sıkıntısı var. Fıtık var.

Psikiyatrist: Anladım. Sizin başka bir tıbbi rahatsızlığınız var mı?

Hasta: Ben kum döküyorum. B vitamini eksikliği oluyor bazen. Kolesterol ve tip 1 yağlanma karaciğerde nitekim fluvoxamineden sonra 4-5 kilo aldım. 2012’den sonra artarak kilo aldım. En son 110 kilo oldum ve 82’lere kadar düştüm. Fluvoxamineden sonra yine biraz kilo aldım ve 88’e çıktım.

Psikiyatrist: Anladım. Alkol sigara kullanır mısınız?

Hasta: Hayır yok.

Psikiyatrist: Daha önce psikiyatrik nedenlerle hastaneye yattınız mı?

Hasta: Hayır.

Psikiyatrist: Geçmişte kullandığınız ilaçlar fluvoxamine, ketiapin başka?

Hasta: Risperidon ve klomipramin denedim.

Psikiyatrist: Bu ilaçların yan etkisi oldu mu?

Hasta: Evet cinsel olarak oldu. Uyku artışı ve anksiyete artışı oldu.

Psikiyatrist: Geçmişte kullandığınız bu ilaçlardan fayda gördünüz mü?

Hasta: Fluvoxamineden evet. Aslında ketiapinin faydasını da gördüm. Klomipraminin faydasını görüyordum ama yan etkileri kuvvetli olduğu için devam etmedim.

Psikiyatrist: Şu an fluvoxamine ve ketiapin alıyorsunuz.

Hasta: Evet.

Psikiyatrist: %70 fayda gördünüz doğru mu?

Hasta: Evet doğru.

Psikiyatrist: Tanı obsesif kompulsif bozukluk. Depresyon şimdi yok yani öyle mi?

Hasta: Evet şimdi yok.

Psikiyatrist: Başlarda var mıydı?

Hasta: Evet vardı.

Psikiyatrist: Bu ikisi dışında var mı?

Hasta: Hayır yok.

Psikiyatrist: Şimdi fluvoxamine doğru bir seçim. Oradan devam etmek lazım. 300 mg diyelim buraya çok düşük miktarda aripiprazol ekleyebiliriz.

Hasta: O cinsel olarak yan etki yaptı özellikle arttırıcı manada?

Psikiyatrist: Hım cinsel dürtüler mi arttı? Sertleşme mi arttı?

Hasta: Dürtüler ve evet o da arttı.

Psikiyatrist: Dürtüler derken obsesyonlar arttı mı?

Hasta: Evet bence arttı.

Psikiyatrist: Peki risperidon nasıl etkiledi?

Hasta: Yani ben pek olumlu olduğunu düşünmüyorum. Çok uyuşukluk yapıyor.

Psikiyatrist: Aripiprazolü acaba düşük doz denesek mi tekrar?

Hasta: Yani ben çok gönüllü değilim.

Psikiyatrist: O zaman ketiapinin dozunu arttırabiliriz ve o da uyku yapar. Amisülpirid verebiliriz. Bunlar şimdi yayınlar açısından bakıldığında risperidon ve aripiprazol en öne geçen ilaçlar obsesif kompulsif bozuklukta ekleme tedavisinde. Ketiapin iyi ama uykululuk ve kilo yapıyor sizin için…

Hasta: Diğerleri aslında iyi ama…

Psikiyatrist: Aripiprazol yapıyor mu?

Hasta: Evet sanki uyku ilacı içmişim gibi falan.

Psikiyatrist: Anladım peki buna karar verelim. Düşük doz aripiprazol ekleyeyim mi eklemeyeyim mi?

Hasta: Bence ketiapinden gidelim.

Psikiyatrist: Ketiapinin dozunu arttıralım o zaman.

Hasta: Evet öyle deneyelim.

Psikiyatrist: Peki o zaman 100 mg ya da 50 mg ketiapin deneyelim. İsterseniz 50 mg yapalım.

Hasta: Bu tek doz halinde mi?

Psikiyatrist: Evet gündüz vermek çok doğru değil.

Hasta: Tamam.

Psikiyatrist: Tamam aripiprazol başlamadım. Ketiapin 50 mg başlıyorum geceleri 1 tane bu kadar. Buraya ‘’B Planı’’ diyorum o…

Hasta: Benim burada belirtmek istediğim bir şey var aslında belirtseydim keşke baştan.

Psikiyatrist: Hıhı.

Hasta: Gençliğimde önemli kişi gibi…

Psikiyatrist: Nasıl mehdi gibi falan mı?

Hasta: Evet evet aynen.

Psikiyatrist: O psikotik notunu onun için düşmüşüzdür.

Hasta: Ondan sonra bunun çok saçma bir şey olduğunu ben…

Psikiyatrist: Ne kadar sürdü?

Hasta: Bir yıl en fazla iki yıl.

Psikiyatrist: 15-16 yaşlarında mehdi olduğunuzu düşündünüz öyle mi?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Burada sonuçta ailede bir şizofreni öyküsü olduğu için genetik bir yatkınlık var. Bir psikotik belirtinin eşlik etmesi gayet anlaşılabilir bir şey karmaşık değil. Büyük bir tehlike de değil. Sonuçta ilaçlarla da düzeltilebilecek bir şey.

Hasta: İlaç içmeden de ben bunun çok saçma bir şey olduğunu düşünüyordum zaten.

Psikiyatrist: Ama yine de zihinsel bir sapma yani bu bir şekilde ve şimdi fark ediyorsunuz net olarak.

Hasta: Evet çok eskiden beri fark ediyorum zaten.

Psikiyatrist: Peki eklemek sormak istediğiniz bir şey var mı?

Hasta: Şu an için yok.

Psikiyatrist: Benim açımdan görüşme bitti.

Hasta: O manada bir şikâyetim dikkatimi yoğunlaştırmam gerekiyor. Okulu okuyabilmem ve bitirebilmem için oraya bir şey eklenir mi bilmiyorum ama…

Psikiyatrist: Dikkat arttırıcı ilaç ekleyebiliriz ama dikkat arttırıcı ilaçların dopaminerjik etkisi nedeniyle…

Hasta: Ters tepmesin.

Psikiyatrist: Bir psikotik belirti yapma hani geçmişte de böyle bir psikoz öyküsü var ya bunu tetikleme riski var. Bu şey değil ama atla deve değil ve hiç yapılmayacak bir şey değil. Yani eğer yeniden ders çalışacaksanız düşük doz…

Hasta: Olur peki deneme şekli…

Psikiyatrist: Fluvoxamine sabah 1 akşam 1 mi alıyorsunuz?

Hasta: Hayır sabah 1 buçuk akşam 1 buçuk alıyorum.

Psikiyatrist: Tamam aynen devam edelim.

Hasta: Modafinil alayım mı?

Psikiyatrist: Modafinil uykunuzu kaçırır evet ama dikkatinizi arttırmaz.

Hasta: O zaman uykumu kaçırmak için modafinil alayım mı?

Psikiyatrist: Evet alabilirsiniz. Peki, şöyle yapalım mı? Fluvoxamineden ve ketiapinden devam edelim. Siz dikkatle alakalı yoğun bir sorun çekerseniz buraya bir uyarıcı ekleyelim b planı olarak.

Hasta: Tamam hocam.

Psikiyatrist: Başka sormak eklemek sormak istediğiniz var mı?

Hasta: Hayır benim yok belki eşimin söyleyecekleri olabilir. Bu ara bir inattan dolayı araba sattım.

Psikiyatrist: Nasıl kızdınız mı?

Hasta: Evet bana karışılmasına kızıyorum ama sonrasında da elime yüzüme bulaştırabiliyorum.

Psikiyatrist: Yani biraz sosyal beceri anlamında da sorun yaşadığınız oluyor mu?

Hasta: Evet oluyor.

Psikiyatrist: Sık olan bir şey mi?

Hasta: Evet çok yumuşağım.

Psikiyatrist: Suiistimale ve telkine açık mı kalıyorsunuz bu manada?

Hasta: Evet evet.

Psikiyatrist: Kaygılı insanların böyle bir özellikleri var. Kötü niyetli insanların böyle kaygılı insanları suiistimal etme, kötüye kullanma, onları yanlış yola sevk etme veya hani tabir uygunsa eline vurup ekmeğini alma olabiliyor maalesef. O konuda çevreden destek almak lazım kritik kararları alırken.

Hasta: Tabii tabii.

Psikiyatrist: Bazılarımız yaradılış gereği kötü niyetli insanları çok sezemeyiz. Başka eklemek sormak istediğiniz bir şey var mı?

Hasta: Hayır benim yok.

Psikiyatrist: 1 ay sonra sizinle görüşmek istiyorum uygun olur mu?

Hasta: Evet online olur.

Psikiyatrist: Tamam o zaman geçmiş olsun umarım her şey yolunda gider.

Hasta: Teşekkürler.

 

*Dikkat bu görüşme notlarının yayınlanması hastanın özel izni ile gerçekleşmektedir. Bu bilgilerin izinsiz bir biçimde başka yerde yayımlanması hem hasta hakları hem de telif hakları açısından sorun teşkil edecektir.

 

Çok Okunan Hasta Öyküleri
  • Kadın Bipolar Hastada Hamilelik, Cinsel Dürtü Artışı ve Aldatma*

  • Kaygı Bozukluğu Olan Hastayla Yapılan Görüşme

  • Obsesif-Kompulsif Bozukluğu Olan Bir Hastayla Psikiyatristin Görüşmesinden Notlar*

  • Şizoaffektif Bozukluk Hastasıyla Görüşmeden Notlar

  • Cinsel ve Dini Obsesyonları Olan Genç Erkek Takıntı Hastasıyla Görüşme Notları*